Kıspet sözcüğü Arapça “kisvet” kelimesinden gelmekte olup belden aşağı giyilen giysi anlamına gelmektedir. Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında “Kıspet” gelir. Manda, dana, malak, keçi, sığır gibi hayvanların derisinden yapılan, bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın olan bir alt giysisidir.
Kıspet, kasnak, hazne, arka, oyluk, paça, şiraze, ayna bölümlerinden oluşmaktadır.
El sanatları alanında yaratıcılığın önemli bir simgesi olarak pehlivanların güreşlerde giydiği kispet; sağlıklı hayvanların derilerinden yapılan, belden diz altına kadar uzanan, dar paçalı kıyafetlerdir. Festivalde pehlivanlar tarafından özel olarak giyilen bu kıyafet, az sayıda ustanın el sanatı alanındaki inceliklerini sergilemektedir. Kispet yapımında derin bir bilgi ve beceriye sahip olan İrfan Şahin, 2012 yılında gerçekleştirilen ödül töreniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edilmiştir.
Geleneksel el sanatlarımız içinde yer alan kispet ve kispet ustalığı yağlı güreşlerin çok önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye’nin meşhur kispet ustaları arasında en eski olanı Nazif Usta’dır. Ondan sonra Yeşil Hafız, Telaşeli Mehmet Usta, Balıkesirli Hidayet Başsaraç ve çırağı Bigalı İrfan Şahin, İrfan Usta, Bigalı Mehmet Derse ve Samsunlu Uğur Kesen yer almaktadır.