Your browser does not support the audio element.
Davul ve zurnacılar, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali’nin en önemli unsurlarındandır. Bu kişiler enstrüman çalmayı usta – çırak ilişkisi içinde öğrenmektedirler. Festival boyunca davulcu ve zurnacıdan oluşan ekip sürekli müzik yapar. Davul – zurna ekibi de diğerleri gibi Festivale geleneksel giysileri ile katılır. Kırkpınar müziği olan “güreş havaları” sadece bu festivalde yağlı güreşler için özel olarak çalınır. Ezgi, güreşin canlılığıyla doğru orantılı olarak müzisyenlerin ana bir müzik teması üzerinde varyasyonlarıyla gösteriye dönüşür. Güreş müziğinde, (12/4'lük) güreş havası ve (24/8'lik) Ceng-i Harbi olmak üzere iki ana ölçü (tartım) vardır. Yağlı güreşle müzik arasındaki ritim, güreşin temposuna göre hızlı ve yavaş olarak değişmektedir. Pasif güreşen, katılımcıların beklediği tempoyu göstermeyen pehlivanlar müziğin hızlanan ritmiyle uyarılır. Güreşin başlangıçta ağır hareketli oluşu ve birkaç çift pehlivanın aynı anda güreşmesi nedeniyle izleyici diğer bir güreşteki oyunları bazen kaçırabilmektedir. Hareketleri ve oyunları hızlanan bir güreşe seyircinin ilgisi müzikle çekilir. Birdenbire usulün değişmesi ve hızlanması heyecan yaratır. Bu heyecanlanmayı yaratan ise ceng-i harbi usulünün hızlanan tempoyla vurulmaya başlamasıdır. Davulun vurmadığı, zurnanın çalmadığı bir Kırkpınar Türk Yağlı Güreşi düşünülemez. Bu o kadar önemlidir ki müzik sustuğunda pehlivanların da güreşi durdurduklarına birçok kez şahit olunmuştur.