Kırkpınar Güreşleri'nin en temel öğelerinden biri'de ağalık geleneğidir. Ağalık kurumsal bir kimlik gibi görülür. Ağalar da pehlivanlar gibi topluma örnek olması gereken ve geleneklere saygılı karakterlerdir. Ağa, kolayca ayırt edilebilmesi için geleneksel giysi giyer ve elinde büyükçe bir tespih taşır. Eski Kırkpınar geleneklerine göre ağa, kendisi için hazırlanan ağa çadırında oturur, misafirlerini ağırlardı. Ağa çadırına gelen davetliler eğer hediye olarak canlı hayvan getirirlerse canlı hayvanlar çadırın önüne bağlanır ve güreşler sonunda ağa tarafından boylarına göre pehlivanlara hediye edilirdi. Canlı hayvan getiremeyen davetliler ise ağanın oturduğu kuzu postunun altına, para, altın, gümüş vb. değerli eşyalar koyulurdu. Günümüzde ise Kırkpınar ağası için yapılmış özel bir tribün bulunmaktadır. Ağa misafirlerini burada ağırlamaktadır. Kırkpınar ağalığı seçimi güreşlerin son günü final güreşlerine yakın bir zamanda Edirne Belediye Başkanlığı'nca süslenmiş bir Koç’un açık artırmaya çıkarılması ile başlar. Kırkpınar ağası olmak isteyenler açık artırmaya girerler. Açık artırma sonucunda Koç’a en fazla parayı ödeyen aday, gelecek senenin “Kırkpınar Ağası” seçilir. Geçmiş yıllarda ise yine güreşlerin son günü süslenmiş bir kuzu, yörenin ekonomik durumu iyi, saygın ve dürüstlüğü ile ünlü kişisine verilirdi. Eğer kişi kuzuyu kabul ederse gelecek yılın ağası o olurdu. Edirne Belediye Meclisi'nin almış olduğu karar gereğince üç yıl üst üste Kırkpınar Ağalığını üstlenen Kırkpınar Ağasına altın kemer takılmaktadır. Ayrıca bu süre içerisinde Edirne’ye kalıcı bir eser kazandıran Kırkpınar Ağası’nın heykeli Sarayiçi’nde belirlenen alana dikilmektedir.