tr en de fr gr bg

KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ FESTİVALİ

Resmi web sitesi
Anasayfa İletişim
Kaydet
Bülten almak için eposta adresinizi sistemimize kaydebilirsiniz.

Güreşçiler Tekkesi

Osmanlıların kurduğu ikinci güreşçiler tekkesi Edirne’dedir. Sultan I.Murat Gazi, (1359-1389) hükümet merkezini Edirne yapınca (1363), burada Camiler, Medreseler, İmaretler, Kervansaraylar, Köşkler yaptırırken güreşçilerin yetişmesi ve idman yapabilmeleri için de kale içinde bu tekkeyi açtı. Tekkeni ilk şeyhi, Şeyh Cemaleddin Efendi’dir. Cemaleddin Efendi, ölmeden önce bütün malını bu tekkeyi bağışlamıştır. Ölünce de diğer dini tarikatlar da olduğu gibi tekkenin bahçesinde gömüldü.

Evliya Çelebi, (Temmuz 1653) de Sofya’dan İstanbul’a dönerken, gördüğü bu tekkeyi bütün ayrıntılarıyla şöyle anlatıyor:

“Tekke-i Küştigiran yani güreşçiler tekkesi: Bu büyük tekkeni adı Seyyid Cemaleddin Sultan Tekkesi’dir. Edirne alındıktan sonra, Gazi Hüdavendiğar İslâmiyetin yücelmesi ve güzelleşmesi için bu binayı yapmış. Amma, gerçekten de İslâm yiğitlerine renk ve güzellik vermiştir.

Hâlâ burada bulunan Rumeli gençleri, haftada bir kere Cuma günü (70-80) çift olup yağlanarak başarılı olmuş ataları gibi, Zaloğlu Rüstem’e benzeyen kuvvetli, cesur gençler birbirileriyle el sıkışıp şeyhin elini öptükten ve baş başa verip Hazret-i Muhammed için dua edildikten sonra, bu dost meydanında güreşe başladıkları zaman, seyredenlerin gerçekten şaşırıp soluğu kesilir  ve başı döner. Allah için pirleri olan Mahmut Pir Yar Veli’nin ruhları sevinir ve islâmın bahadırlarını imrendirirler.

Bu büyük tekkenin güreş yapılan yeri, yağlanmış olup görülmemiş bir çeşit alandır. Alışık ve becerikli olmayan insan, ayağını bassa hemen kafası yere gelir. Amma, bu alanın yiğit ve cesur erleri, yalın ayak ve çıplak oldukları halde iki üç saat güreşirler. Hasmını, (Kisebend) hanesinden, (Künde Atma) dan, (Şirazi) den, (Asmanişin) den, (Sarma) dan, (Kesme) den, (Kavak dikme) den, (Taşlama) dan, (Cezayir-sarması) ndan, (Kapan-atma) dan kısacası bu güreş oyunlarının birisiyle hasmının boş yerini bulup oradan atarak öç alırlar. Çünkü, güreşçilerce kuvvetli olmak yiğitliktir ama, oyunbaz olmak erlikten daha çok erliktir, yiğitliktir. Atalarımız erlik on ise bunun dokuzu, hile ve oyundur demişler. Doğrusu da böyledir. Savaşa gidecekler için silahşörlük ve güreş yapmasını bilmek çok gereklidir. Aynı zamanda güreş, peygamberimiz Hazret-i Muhammed’in çok sevdiği ve yapılmasını istediği şeylerdendir.

Edirne güreşçiler tekkesinde yaz ve kış, yüz çift güreşçi dervişler bulunup, Ayin-i Pir Yar Veli üzere idman ederler.

Bu tekke gerçi taştan yapılmış değildir. Ama bakımlıdır. Birçok odası, yemek pişirilecek yeri ve Meriç nehri kenarında bahçesi vardır. Tekke içindeki alanda, eksi ünlü güreşçilerin demirden yapılmış yayları, mızrakları, gürzleri ve çeşit çeşit saplanmış okları, saklıları, zerbeste ve matrakları ile 50-60 kilo gelen manda derisinden yapılmış yağlı kispetleri ve birçok idman araçları bu dost alanında asılı durur. Bu güreşçiler tekkesi, Ali Paşa çarşısı yakınında, Balık Pazarı Kapısı’nın iç yüzündeki güreşçiler tekkesidir.

Evliya Çelebi, Edirne’deki yatırları anlatırken de şu bilgileri veriyor:

“..Güreşçiler tekkesi içinde güreşçilerden olup, Hazret-i Pir yar Veli’ye gönülden bağlı Tanrı yolunda giden ve Ali’yi sevenlerin en üstünde uçan Hazret-i Şeyh Seyyid Cemaleddin’in mezarı vardır. Yine bu tekke içinde Pehlivan Merd-i Şiran’ın ve güreşçilerin en büyüklerinden Er Sultan Hazretleri’nin mezarı bulunmaktadır ki bu Er Sultan, Fatih Sultan Mehmed Han huzurunda bir günde Azerbaycan padişahı Uzun Hasan’ın yetmiş ünlü pehlivanını yenmiştir. Yavuz Sultan Selim Han önünde dört yezidi arslanı ile çarpışarak dördünü de ikişer parça eden Pehlivan DEMİR’in üstadı-hocası- olan Er Sultan işte bu Er Sultan’dır.

Evliya Çelebi’nin verdiği bu bilgilerden özellikle şu değerli sonuçları çıkarıyoruz:

1-Edirne Güreşçiler Tekkesi, “Şeyh Cemaleddin Tekkesi” adıyla anılmaktadır.

2-Şeyh Cemaleddin Hazret-i Ali taraftarı olup Bektaşidir.

3-Güreş yarışmaları Cuma günü yapılmaktadır.

4-Yarışmalara başlamadan önce, “Ayin-Pir Yar Veli” üzere güreşe çıkan her güreşçi önce şeyhin elini öpmekte, sonra da baş başa durarak “Gülbank-ı Muhammedi” yani dua edilmektedir.

5-Güreşçilerin piri, “Mahmud Pir Yar Veli” dir. Adı güreş dualarında söylenerek anılmakta ve ruhu şad edilmektedir.

6-Yağlı güreşte (360) çeşit oyun uygulanmaktadır.

7-Tekkede yaz ve kış (200) güreşçi barındırılmakta olup, idman araçlarıyla ayrıca geliştirme idmanları yaparak kuvvetlerini artırmaktadırlar.

8-Bu tekkeden yetişmiş ve ölmüş ünlü pehlivanların kispetleri. İdman yaparken kulandıkları aletler ve sert hedeflere sapladıkları oklar, yetişmekte olan genç güreşçilere örnek olsun diye sergilenmiştir.

9-Tekkenin bulunduğu yer, Semiz Ali Paşa Çarşısı’nın yakınındaki Balık Pazarı Kapısı’nın iç kısmındadır.

10Tekkenin kabristanlığında, kurucusu olup vakıf bağışlayan ilk şeyhi (Şeyh Seyyid Cemaleddin), ünlü pehlivanlardan (Pehlivan Merd-i Şiran) ve Yavuz Sultan Selim Han zamanı pehlivanlarından olup, “Serçeşme-i küştiğiran” diye anılan aynı zamanda İstanbul’daki güreşçiler tekkesine adı verilen “Pehlivan Demir’in üstadı “ER SULTAN”ın mezarları bulunmaktadır.

Edirneli Rakım Ertür (D.1883-Ö.30.12.1962) “Eski Kırkpınar” başlıklı yazısında bu tekke için şu bilgileri veriyor:

“Bu tekkede çalışan pehlivanların, okçuların, ciritçilerin ne şekilde çalıştıklarına ve nasıl yetiştiklerine ve isimlerine dair Edirne tarihinde mufassal malûmat vardır. Edirne’deki bu tekkenin bu gün yalnız arsası ile küçük bir kabristanı mevcuttur. Bu kabristanda pehlivanlar tekkesinin Şeyhi ve Duâcısı Şeyh Cemâleddin metfundur.

Kabir taşının kitabesi de şöyledir:[2]

Huvel – bâkî

Kutbü’z-zeman güreşçiler duâcısı dimekle marûf

Pehlivan Cemâleddin ruhiçün

Fâtiha (H:1200-M:1786)

 

Bu hicrî tarihten anlaşıldığına göre, bundan 180 sene evveline gelinceye kadar bu tekkenin faal olduğu anlaşılıyor. Osmanlı tarihinde ve teşkilâtında insanlığa, medeniyete, ilme hâdim teşekküller ve müesseseler arasında tekkeler de önemli yer tutar. Meselâ tarihte gördüğümüz Miskinler Tekkesi Cüzzamlıların tedavisi için kurulan bir hastanedir. Bunun hekimi, şeyhi, mütevellisi, câbisi, bevvâbı vardır. Bunun gibi, İstanbul’da Okmeydanı’nda Okçular tekkesi vardır. Zamanımıza kıyas ve tatbik edersek bunların bir kısmı hayır müessesesi, bir kısmı da zamanın kulübü diyebiliriz. Şeyhler, bu müesseselerin başkanları demektir. Edirne’deki Pehlivanlar Tekkesi de bunlardan birisidir. Bugünkü telâkkiye göre Edirne’deki Duâcı Şeyh Cemaleddin’e de bu kurumun bir idarecisi ve başkanı diyebiliriz.[3]

     Sayın M.Atıf Kahraman 1982 yılında Kırkpınar güreşlerine gidince mezarlığı ziyaret ettiği konusunda yayınlamış olduğu ve bizlerinde kaynak kitap olarak baş tacı ettiğimiz, iki ciltten oluşan “Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi” adlı kitabında şöyle yazmaktadır: “Yahşi Fakih mahallesinin Kule kapısı caddesinde (5) numarada bulunan bu mezarlıkta araştırma yaptım. Evliya Çelebi’nin bildirdiği tekkeni ilk kurucusu Şeyh Seyyid Cemaleddin’in, Pehlivan Merdi Şiran’ın ve Er Sultan’ın mezarlarını göremedim. Halen bu mezarlıkta bulunan mezarlar:

  1. En önde (H.1060-M.1650) de ölen Ali Bey,
  2. Ali Bey’in sağ gerisinde ve yolun köşesinde (H1200-M.1786) da ölen ve Duacı demekle tanınmış Pehlivan Cemaleddin.
  3. Üçüncü sırada, evvelce Meriç kenarındaki Kasım Paşa Camii mezarlığına gömülmüş iken su basması nedeniyle buraya nakledilen Adalı Halil Pehlivan’ın ve (9.8.1941) tarihinde ölence buraya gömülen Kara Emin mezarı,
  4. Onların gerisinde ve yol kenarındaki duvara yakın yerde Mehmed Ağa’nın ve Yeniçeri Ağalarından Derviş Süleyman Ağa’nın mezarları bulunmaktadır.
  5. 1306 (1888) yılına ait Edirne Salnamesi’nde tekkeler konusunda bilgi verilirken, Kaleiçi’ndeki güreşçiler tekkesinden bahsedilmeyip yalnız şunlar anlatılmıştır.
  6. “Bayırbaşı’nda tarikat-ı aliye-i nakşibendiye’den Pehlivan Cemaleddin dergahı şerifi”

Ahmet Bâdi Efendi de (Ö.İstanbul-1910) “Riyaz-ı Belde-i Edirne” isimli tarihinde, “Küştigiran Tekkesi” başlığı ile, “Pehlivan Cemaleddin Nakşimendi Tekkesi.. ahşaptır. Bu tekke… güreşçiler duacısı demekle meşhur Pehlivan Cemaleddin tekkesidir.” diyor.

Bayırbaşı ile Kaleiçi’nin Balıkpazarı Kapısı ayrı ayrı yerlerdir. Güreşçiler Tekkesi, Kaleiçi’ndedir. Nakşibendi Tekkesi ise Bayırbaşı’ndadır. Bu nedenle Kırkpınar güreşleri başlamadan önce ziyaret edilen mezarlığın gerçekten güreşçiler tekkesini yeri olduğundan şüpheliyiz.” 

 

 


[1] Kahraman Atıf (!989) Cumhuriyete kadar Türk güreşi cilt 2, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, sf.9-14

[2] Kahraman Atıf (!989) Cumhuriyete kadar Türk güreşi cilt 2, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s.13

[3] Hafız Rakım Ertür, Edirne-Edirne’nin 600. Fethi Yıldönümü Armağan kitabı.-Ankara:1993, Türk Tarih Kurumu, s.297-302

T.C. EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI - Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali Bilgi ve Dokümantasyon Mrk.
Babademirtaş Mh. Hastane 1 Sok. No:11 22100-EDİRNE +90 284 2134100 info@edirnekirkpinar.com © 2015 Her hakkı saklıdır. İzinsiz hiç bir şekilde içerik kullanılamaz.
0.019 sn.